26 Ekim 2013 Cumartesi

Nazi Exclusive - Part VIII: Arsız..

Avusturya'da kral gibi karşılanan Hitler'in -pek tabii ki- hızını alamayarak gözlerini Çek sınırına diktiğini geçen yazıda anlatmıştık. Doymak bilmeyen pezevengin bu sefer de bahanesi hazırdı: Alman-Çek sınırında yer alan Südetenland bölgesindeki yoğun Alman popülasyonu. Sağdan soldan gelen "Aman hacı yapma gözünü seveyim" uyarılarını, "Oğlum nedir yani yanlış bişey yapmıyorum ki, en başından dedim Almanları bir araya toplayak diye, başka bişey diil yane" diye savuşturan Adolf kardeşimiz, 1938 senesinin sonlarına doğru yaklaşırken, Südetenland'ı da Nazi bünyesine katıverdi. Tıpkı Viyana'ya girilmesinde olduğu gibi, yine pek bir ses çıkmadı. Zira harbiden de o bölge Alman doluydu ve herifler "Oley be artık biz de Naziyiz, s.kik Çekoslovakya'dan kurtulduk" diye oldukça sevinçliydiler.

Sanmayın ki Hitler'in altındaki bütün adamlar da kendisi gibi dangalaktı dostlarım. Pek tabii ki, bir sürü general "Ulan bu deyyus bizi yine savaşa sokacak" diye endişe içerisindeydi. Hatta bu generallerden Ludwig Beck, sonunda dayanamayıp İngilizlerin kapısını çalıverdi gizli gizli. "Oğlum bu herif sapıttı bildiğiniz gibi diil, yardım edin gözünüzü seveyim :(" diye yardım dileyen Beck'i İngilizler pek sallamadı. Yetkililerden "Canım iyi diyorsun da bizim de işimiz başımızdan aşkın. Kaç tane generalsiniz, hipster kılıklı bir denyoyla baş edemiyor musunuz gözünüzü seveyim ya..." cevabını alan Beck, yoğun ısrarlarını sürdürdü ve en azından Münih civarında bir konferans ayarlamayı başardı.

Dönemin İngiliz başbakanı Chamberlain ve Hitler'in hazır bulunduğu konferansın sonunda varılan nokta netti: Südetenland'ın da Nazi içinde bırakılmasına ses edilmeyecekti, lakin artık bokunu çıkarmanın anlamı yoktu. "Arsızlığın lüzumu yok Adolf, o da Alman bu da Alman diye diye s.ktin attın güzelim haritayı, yeter" uyarılarına "Yav he he..." cevabını veren Führer'in gözü dönmüştü bir kere... Koca koca devlet adamları karşısına geçmiş buna laf anlatırken, Hitler'in aklında Prag'a girip Karlovy Lázně'de Çek hatun avına çıkmaktan başka bir şey yoktu.

Nitekim konferanstan kısa bir süre sonra Hitler, dönemin Çek başbakanı Emil Hácha'yı huzuruna davet etti. Beş saatlik yolun ardından yorgun argın Berlin'e varan Hácha'yı bir beş saat de girişte bekleten Adolf, "Senin sikko ülkene verdiğim değer bu kadar" mesajını çok net verdi. Gecenin bir yarısı Hácha'yı odasına alan Hitler, net konuştu: "İki güne Prag'dayız." Hácha'nın "Aman hafız yapma etme" yakarışlarını s.kine takmayan Adolf, konuyu bu şekilde kapattı.

Dediğini de yaptı puşt. Harbiden de kısa süre sonra Prag sokaklarına dalan Nazi konvoyu, gövde gösterisine başladı. Lakin durum bu sefer farklıydı. Viyana'da "Heyooooo yaşasın Nazilik" diye ağırlanan konvoyu, bu sefer bön bön bakan Çekler karşıladı. Zira artık olay Almanlık malmanlık değildi. Bayaa işgal etti herifler koca ülkeyi. Akşamına Prag kalesine çıkıp Budweiser'ını yudumlayan Hitler'in keyfine diyecek yoktu...

Olayın bokunun çıkmasından mütevellit, İngilizler de bir açıklama yapma gereği hissetti. Münih'te "Yapma etme" diye işi alttan alan Chamberlain, "Nazi piçleri bir karış toprak daha alırlarsa karşılarında bizi bulurlar" diyerek tavrını koydu. Yola İngiliz yancılığıyla çıkan Hitler, hayranı olduğu ülkeyi şimdi karşısında buluverdi yani. "Ulan İngilizlerle baş ederiz neyse de, bi yandan da Sovyetler çıkarsa doğudan, o zaman yan basarız işte" düşüncesiyle bu kez Stalin'e yanlayan Hitler, bunun rahatlığıyla fütursuzca işgal planları yapmaya devam etti. "Polonya'nın kuzeyindeki Danzig bölgesi (grup olan Danzig diil ha, bildiğin Gdańsk) esasında Almandır" propagandasıyla başlayan süreç, "Polonya kompil bizim amk" iddiasıyla devam etti.

1 Eylül 1939'da Almanya, Polonya'yı işgal etti. 3 Eylül 1939'da İngiltere ve Fransa, Almanya'ya savaş ilan etti. Hadi bakalım.

s.

Hiç yorum yok: