31 Ağustos 2009 Pazartesi

27 Mayıs - Zom..


Efendim hatırlar mısınız bilmem; Ankara'dan ve İstanbul'dan birtakım subaylar gaza gelip örgütlenmiş, ihtilal yemini etmişlerdi. Heh. Şimdi siz onları bir kenara koyun. Onlar takılıyorlar kendi hallerinde, örgütlenmeye devam ediyorlar. Bu sırada Menderes'in olaylarla uzaktan yakından alâkası yok tabii. 1954 seçimlerini almış, seçim sonra ortalığın mına koymuş rahatlamış çok affedersiniz, kafası rahat yani.

Yine de mecliste İsmet Paşa'ya atar yaptığı günü unutamamış olacak kendisi, "Ulan ayıp oldu ya." diye düşünerek İnönü'ye mesaj attı: "Paşam gençlik hatası yeaa kusura bakmayın, yarın Kızılay'da buluşup bir şeyler içelim buzları eritelim ok kib." İnönü de ayıp olmasın diye kabul etti ve ertesi gün ikili Sakarya Caddesi'nde 3 milyonluk sulu sulu Efes'leri devirdikçe devirdiler. Hadi Menderes'i geçtim, İnönü yaşlı adam, kalbi malbi var. Bu yüzden Menderes "Paşam zom oldunuz biraz ben bırakayım sizi eve eheh." diyerek götürdü eve İnönü'yü. Anlayacağınız buzlar biraz erimiş gibiydi.

Tabii uzun sürmedi efendim. Şöyle ki, o dönemlerde İnönü'nün damadı gazeteci bir arkadaş var. Metin Toker. Kendisi de Akis diye dergi çıkartıyor falan. İşte o derginin Mayıs 1955 sayısında derginin yazarlarından Cüneyt Arcayürek "DP hükümeti şöyledir böyledir." diye atıp tutunca, içeri tıkılıvermez mi. Cüneyt Arcayürek kim bildin mi? Hani Kanaltürk'te Tuncay Özkan'la yardıran bir amca vardı? Neyse dağıtmayalım konuyu. Menderes bu konuyu "Babuş arkamızdan atıp tutanı tıkarım kodese, Paşa'nın damadı falan çok da fifi." diye açıklayınca, güzel günler hemencecik sona ermişti.

Efendim o dönem Menderes'in bu derece atarlı olmasının bir sebebi de, ekonomide pis dönemler yaşıyor olmamızdı. Eskisi gibi deli krediler falan vermiyor tabii Amerika'dır bilmem nedir. Zor günler başlamıştı. O sırada 15-20 milletvekili de DP'den ayrılıp Hürriyet Partisi diye parti kurdu. İşte böyle pis işlerle uğraşarak yazı bitirdi efendim Menderes hükümeti. "Offffffff ulan her şey üst üste geliyo yaa." diye düşünürken Menderes, 6 Eylül 1955 sabahına daha da pis işlerle uyanacaktı. 6-7 Eylül hani. Filmi bile var. Hadi bakalım görüşürüz.

s.

1 yorum:

Evrim Özgür dedi ki...

Vuu yakın tarihin en çarpıcı olaylarından birine geldik.
Ayrıca Can Dündar'ın "O gün" belgeselini tavisye ediyorum, 6-7 Eylül olayıyla ilgili. Bekliyoruzz.