8 Mart 2009 Pazar

İkinci Dünya Savaşı - Hitler: Part II..


Tezkeresini alan ve "Oh be askerliği de aradan çıkardık hacı." tribine giren Adolf'un, siyasete merak saldığını söylemiştik. Terhis edilmesinin akabinde öncelikle sokaklarda turlayıp internet cafe'lerde pornoya giren Hitler, daha sonra kendi kafa yapısına uygun bir parti seçip Alman halkına hizmet etmeyi düşünüyordu. Bu amacına da tertiplerinden birinin kurduğu İşçi Partisi'ne girerek ulaştı sayılır. Partide "Bu çocuk resim çiziyormuş, çok sessiz hiç konuşmuyor." imajıyla büyük sükse yapan Hitler, kısa sürede partinin göz bebeği oldu. E mâlum Koç burcu kendisi, lider ruhlu bir insan. Bunu da güzel değerlendirince, kısa süre içinde partinin başkanlığına geldi.

Sanayii sitelerinde, er gazinolarında geçen bir ömrün ardından kısa sürede böyle bir mevkiiye gelmek insanın bir taraflarını kaldırıyor haliyle. Başkanlık koltuğuna oturunca çılgın atan Hitler de, o anki gazla partinin adını değiştirip, "Sosyalist Alman İşçi Partisi" gibi fantastik bir isim koydu. Kısaca Nazi Partisi diyoruz biz buna. O gazla parti programını da değiştirdi tabii. Parti tüzüğüne "Almanlık ne güzel.", "Yahudilik çok iğrenç bir şey." tarzında maddeleri de ekleyerek, gençliğinde yediği yahudi kazıklarının acısını çıkarıyordu bir nevi. Gençliğinde gazete-dergi karıştırırken gördüğü gamalı haç şeklini de çok sevmiş, dost meclislerinde "Abi çok güzel değil mi bunu dövme yaptırmak istiyorum çok güzel olur." diye konuşup durmuştu. Gamalı haç'ı da parti logosu yapınca, değmeyin Adolf'un keyfine.

Siyaset arenasına Cem Uzan gibi hızlı bir giriş yapan Hitler, arkadaşının gazetesini de parti yayın organı olarak Star Gazetesi tadında kullanınca adı sanı duyulmaya başlandı tabii. Gazı iyice alan Hitler orada burda "Başbakan şöyledir.", "Hükümet böyledir." diye atıp tutmaya başladı. Bununla da yetinmemiş, alkollü bir günün gecesinde partiden arkadaşlarını da toplayarak hükümet önüne yürüyerek "İnin lan aşağı.", "Hepiniz topsunuz olm." sloganları atarak taşkınlığın dibine vurmuştur. Bu olay tarihe "Birahane Darbesi" olarak geçmiştir alkolün de tesiri düşünülerek. Aynı gece polislerden copu yiyip nezarete tıkılan Hitler, yaklaşık bir yılı koğuşta geçirdi. Boş zamanlarda hapishane bahçesinde voleybol oynayan, boncuklarla tesbih yapan Hitler; "Kavgam" kitabını da bu dönemde yazdı. Kitabın içeriğini yine "Hacı Almanlık gibi güzel şey mi var ya. Yavşak yahudiler, hiç sevmiyorum bir türlü ısınamadım." olarak özetleyebiliriz. Kısacası, yahudilere kafayı takmıştır Hitler.

Hapisten çıkar çıkmaz parti rozetini göğsüne takan Hitler, 1929 yılına kadar Doğu Perinçek gibi "Tek başımıza iktidara geleceğiz!!1!!1" demeçleri vermesine rağmen üç-beş oyu geçememiştir. 1929 yılında Almanya'yı teğet geçmeyen ekonomik krizin ardından halk "Yeaa bunları seçtik de ne oldu, biraz da bu yesin." mantalitesiyle Hitler'in oy oranını oldukça yükseltti. Neyse efendim bu bol rakamlı sıkıcı kısımları geçelim. Seçim meydanlarında coştukça coşan, mazlumun yanında yer alacağını söyleyen, "Durduramazsınız, Almanya geliyor!" diye haykıran Hitler; 1933 senesine gelince cumhurbaşkanını da kafalayıp Nazi Partisi'ni iktidara taşımayı başardı.

Efendim Almanya'da Reichstag vardır. Almanya Büyük Millet Meclisi diye nitelendirebileceğimiz bir yer. İktidara gelince gözü dönen, sanayiide egzoz kapağı değiştirdiği günleri hemen unutan Hitler; büyük bir öküzlükle burayı gizlice yaktırmış, ertesi gün de Alman halkına "Canlar burası mundar oldu artık, gelin burayı kapatalım." açıklamasını yaparak kapattırmıştır. Daha sonra da "Beyler yeni parti kurmak yasak.", "Seçim yapmayalım hiç gerek yok." gibi maddeleri de alkolik Almanlara kaşla göz arasında yutturmuştur.

İktidara gelir gelmez "Bu alemlerin kralı benim." ilkesini halka benimseten Adolf; askerdeki lavuk muhabbetleriyle girdiği siyaset aleminde kısa sürede "Führer" olmayı başardı. Artık ülke onun malı sayılabilirdi. İçindeki yahudilerle birlikte.

s.

3 yorum:

Unknown dedi ki...

tarzını ciddi ciddi sevdim.

s. dedi ki...

teşekkür ettim :)

cem dedi ki...

acaba hitlerin savaş zamanı gemileri karadan yürüttüğünün bir doğruluğu var mıdır