23 Temmuz 2009 Perşembe

27 Mayıs - Seçim II..

Hatırlayacağınız üzere, mecliste işin boku çıkmıştı. Biri psikopat diye bağırır, diğeri kapıyı vurur çıkar gider. Yaptığı kötü Recep Peker hamlesinin farkına varan İnönü de "Offf yok aga ne yapsam elimde patlıyo. Efendi gibi kardeş kardeş oturalım mecliste, bu yaştan sonra kavga gürültü çekicek halim yok." diye düşünerek önemli hamleler yaptı.

İlk olarak, gazetelerde bir beyanname yayınladı İnönü. "Biz aslında Demokrat Parti'yle çok iyi kankayızdır, arada oluyor böyle ufak şeyler, ezeli rakip ebedi dost heheh." olarak özetleyebileceğimiz beyannameyle, iki parti arasında "Buzlar eridi." mesajı verildi. İkinci olarak da, sevgili Recep Peker'e "Baba bi bsakin ya. Bi rahat ol ya." denilerek güzelce yol verildi, başbakanlığa Hasan Saka atandı.

İnönü'nün bu isabetli hamlesiyle meclis biraz duruldu. İşler rutin bir şekilde yürümeye başladı. Bööyle geçen iki yılın sonunda, artık 14 Mayıs 1950 tarihindeki genel seçimlere hazırlanma vakti gelmişti iki parti için de.

CHP cephesi yine son derece "cool" tavırlar takınmaktaydı. İsmet İnönü nereye gitse kral gibi karşılanıyordu. Meydanlardan İsmet Paşa şöyle aşmıştır böyle yarmıştır sesleri yankılanıyordu. Durumu gören İnönü de yakın çevresine "Pee skerticez anlaşılan bu seçimde de." tadında demeçler veriyordu. Kısacası, CHP aynı tas aynı hamam giriyordu seçime.

Demokrat Parti ise yine soytarılık peşindeydi. Yetersozmilletindir.com adresinde sürekli milleti gazladıkları yetmiyormuş gibi, mitinglerde de yeniliklere gitmişlerdi. Celal Bayar öncelikle Demet Akalın'la olan anlaşmalarını feshetti, "Gençler artık bunları seviyor." diyerek Ceza ile anlaştı. Bütün meydanlar fark var mark var diye inliyordu. Tüm bu soytarılıklar, Bayar'ın etkileyici konuşmalarıyla, "Her şey süper olucak valla bak." vaatleriyle birleşince; DP seçimler öncesi çok önemli güç kazandı. Bu noktada belirtelim, seçimlerden kısa bir süre önce vefat eden Fevzi Çakmak'a üzülen bir kesim de; "Ayyyy yazık adama yaa." diye düşünerek DP'ye oy verme kararı aldı.

Seçim yasaklarıdır bilmem nedir derken, 14 Mayıs günü geldi çattı efendim. Bu seçimde insan gibi "Gizli oy açık sayım" uygulaması vardı. Geçen seçimdeki gibi rezillikler bu kez olmayacaktı. Bu güven veren ortam da, halkın seçimlere ilgisini artırdı tabii. Seçimlere katılım yüzde doksan civarı oldu. Tek rahatsız edici durum, bu seçimde de parmakların boyanmasıydı. "Bu devirde ne boyası yeaa her şey iki tıklamayla oluyo artık." diye isyan eden halk, yine boyalı parmaklara mani olamadı. Peki ya boyaları çıkarmanın püf noktası ne? Az sonra ATV Ana Ha... Neyse.

Oylar verildii, sandıklar toplandıı, sayım başladı. CHP'liler İnönü'nün evinde alem yapmaya hazırlanırken, DP'lilerde "Ulan bi ihtimal ya, acaba ya..." umutları vardı.

s.

Hiç yorum yok: