3 Nisan 2009 Cuma

İkinci Dünya Savaşı - Almanya vs. Polonya: Part II..


Ne demiştik? "Sabah dinç kafayla güzelce savaşırız." diyen Hitler, Polonya'nın aklını almaya and içmişti hatırlarsanız. Tabii sarhoş kafayla kararlar aldı dediğime bakmayın siz, ne sinsidir o. Savaşa girmeden önce Stalin'i arayarak "Babuş ben böyle bir bok yiyorum, o sırada şerefsizlik yapıp Polonya seferimi piç etmezsen sana da ekmek atarız bu işten." demeyi akıl etti Adolf. Stalin'den de onayı alınca başladı hazırlıklara.

Hatırlarsanız Hitler'in Almanya'nın önündeki silahlanma sınırlarını güzelce kaldırdığını söylemiştik. Hâl böyle olunca çılgın bir ordu kurmakta vakit kaybetmedi Nazi Almanyası. 1 Eylül 1939 tarihinde saatler 05.00'ı gösterdiğinde de; daha güneş doğmamışken, bütün Polonya uyurken, televizyonda Sevimli Kahramanlar bile başlamamışken, Alman güçleri Polonya sınırını aşmaya başladı. 06.00 gibi ülkeyi kuşatmaya başlayan nazi birlikleri "Erken kalkan çok yol alır hacı." diyerek disiplinlerini tüm dünyaya gösteriyorlardı. 

Sabahın köründe daha ekmek bile almamış olan Polonyalılar karşılarında Almanları görünce dumur dalgası ülkeye yayıldı tabii. "Ne oluyor lan." demeye kalmadan güzelim Polonyalı hanımları patır patır indiren Alman birlikleri, savaşın başladığını tüm dünyaya haykırıyordu adeta. Nitekim kuşatma muşatma derken 3 Eylül günü geldi çattı, İngiltere ve Fransa "Almanya akıllı olsun yoksa akıllarını almayı biliriz." mealinde bir basın açıklaması yaptı. 

Efendim 10-15 gün sonunda Almanya işin bokunu çıkarıp Polonya'yı baştan aşağı işgal etmiş duruma geldi. Hatta daha önce Hitler'in ateşkes için mutabakata vardığı Stalin bile dayanamayıp savaşa girerek üç-beş bomba attı. Daha dün güzel sanatlar fakültesine gireyim diye desen çalışan Adolf, bugün "Polonya'yı alıcam, yahudileri yakıcam, Almanlık süper ya." diye kafayı sıyırmış idi. Bir de buna çarşı iznine çıkıp Polonyalı hatunları kesen lâkayıt Polonya askeri de eklenince, 6 Ekim'e girildiğinde ülkenin Almanya'nın eline geçmesi hiç de zor olmadı. "Sözüm söz cankuş, buyur." diyen Hitler; bir kısmını da Stalin'e vererek Polonya'yı ele geçirdi. Böylece "Dünya Alman olsun" politikası bir yerden başlamıştı.

Gördüğünüz üzere, yıllardır gerilen ipler bu şekilde koptu diyebiliriz. Savaş başladı. Liderler "Lan?!" diyerek yerlerinden kalktı. Bu liderlerden biri de Stalin. Polonya'dan aldığı üç beş kilometre toprak bizim hırslı Josef'e yeter mi hiç? Yetmedi tabii. Hitler anında kıyılara abanıp balık işinden parayı vurunca, Stalin hırsından köpürdü. "Ben de Leningrad sahiline kurarım mekanımı, nezih bir yer hem aile mekanı." diye düşündü. Ancak bir şeyi unutmuştu. Bu sahil şeridi bir yerden sonra Finlandiya topraklarına bağlanıyordu. 

Bir sonraki dersimizde, Black Metal diyarı Finlandiya'da olacağız. Kilise yakmaktaki başarılarını Ruslara karşı gösterebildiler mi, göreceğiz. Esen kalın!

s.

1 yorum:

serkan dedi ki...

heyecan ilen bekliyoruz efenim...

En güzel tarih, hafif olanıdır!!